Haber Özeti
Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’nın 102. yılı, 13 Ekim 1923’teki kararla kutlanıyor. Milli Mücadele’nin merkezi olan Ankara, Osmanlı Mebusan Meclisi’nin İstanbul’da toplanma olasılığının kalmaması üzerine, Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğinde başkent olarak seçildi. 10 Ekim 1923’te TBMM’ye sunulan yasa tasarısı, 13 Ekim’de oy çokluğuyla kabul edilerek Ankara’nın başkent olma statüsü resmen tescillendi. Bu karar, stratejik ve coğrafi önem taşıyan Ankara’nın, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık ve yönetim merkezi olarak tarih sahnesindeki yerini pekiştirdi.
Haber Detayları
### Ankara’nın Başkent Oluşunun 102. Yılı: Tarihin Dönüm Noktası
Bugün, Türkiye Cumhuriyeti’nin kalbi Ankara’nın başkent oluşunun 102. yılını kutluyoruz. 13 Ekim 1923’te alınan karar, yalnızca bir şehir değişikliği değil, aynı zamanda bağımsızlığın ve çağdaşlaşmanın simgesi olarak tarihe geçmiştir. Ankara’nın başkent ilan edilmesi, Milli Mücadele’nin başarıyla sonuçlanmasının ardından, yeni bir ulusun temellerinin atıldığı bir dönemde gerçekleşmiştir. Bu kutlama, bir yandan geçmişe bir saygı duruşu niteliği taşırken, diğer yandan bugünün Türkiye’sinin inşasında Ankara’nın rolünü yeniden hatırlatmaktadır.
Ankara’nın başkent olma süreci, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş dönemine ve ardından gelen Milli Mücadele’ye dayanmaktadır. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkarak Milli Mücadele’yi başlatması, ülkenin kaderini değiştiren bir adım olmuştur. 12 Ocak 1920’de İstanbul’daki Osmanlı Mebusan Meclisi’nin son toplantısının ardından, 16 Mart 1920’de İngilizlerin İstanbul’a girişiyle meclis çalışmaları sona ermiştir. Bu durum, yeni bir siyasi merkez arayışını zorunlu hale getirmiştir. 19 Mart 1920’de Mustafa Kemal Paşa’nın gönderdiği genelge, Türk ulusunun bağımsızlığını koruma kararlılığını ortaya koyarak Ankara’nın önemini artırmıştır.
Ankara’nın seçilmesinin birçok stratejik nedeni bulunmaktadır. Kurtuluş Savaşı sırasında, bölgenin demir yollarıyla ve askeri lojistik imkanlarıyla bağlantılı olması, savaşın seyrini değiştiren unsurlar arasında yer almıştır. Mustafa Kemal Paşa’nın 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelişi, bu şehirdeki halkın coşkusuyla karşılanmış ve Kurtuluş Savaşı’nın planlarının buradan şekillendirilmesi, Ankara’nın siyasi merkez olma yolunda attığı önemli bir adım olmuştur. Savaşın ilerleyişi, düzenli orduların kurulması ve zaferlerle sonuçlanması, bu yeni başkent için bir güçlenme sürecini de beraberinde getirmiştir.
Ankara’nın başkent oluşu, 9 Ekim 1923’te Dışişleri Bakanı İsmet Paşa tarafından önerilen yasa tasarısıyla resmileşmiştir. Yasa tasarısının Meclis’te kabulü, Ankara’nın fiili olarak sürdürdüğü merkezi yönetim rolünü taçlandırmıştır. O dönemdeki siyasi atmosfer, bu kararın alınmasında etkili olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk, Ankara’nın coğrafi ve stratejik önemine vurgu yaparak, başkent seçiminin gerekliliğini “Bütün düşünceler, yeni Türkiye’nin başkentinin Anadolu’da ve Ankara kenti olması gerektiğinde toplanıyordu” sözleriyle ifade etmiştir. Bu ifadeler, başkent seçiminin sadece bir coğrafi tercih değil, aynı zamanda yeni bir ulusun kimliğini belirleyen bir tercih olduğunu göstermektedir.
Sonuç olarak, Ankara’nın başkent oluşunun 102. yılı, sadece bir tarihsel olayın anılması değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini, bağımsızlık mücadelesini ve modernleşme çabasını da yansıtan bir dönüm noktasıdır. Bu kutlama vesilesiyle, Ankara’nın geçmişten günümüze olan rolü, Türkiye’nin ulusal kimliğinin şekillenmesinde ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır. Ankara, yalnızca bir başkent değil, aynı zamanda Türkiye’nin çağdaşlaşma ve ulusal egemenlik idealinin sembolüdür. Bu anlamda, Ankara’nın tarihi ve kültürel mirası, geleceğe taşınarak yeni nesillere aktarılması gereken önemli bir değerdir.
Haberin devamını ve tüm detayları www.ntv.com.tr adresinden okuyabilirsiniz.




