Haber Özeti

Cumhurbaşkanlığı’nın 2026 Yılı Programı ile gündeme gelen Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES), uzmanlara göre “2. maaş” olarak sunulurken, aslında kıdem tazminatına yönelik bir darbe planının parçası olarak değerlendiriliyor.

Haber Detayları

### 2. Maaşa Değil, Kıdeme Darbe: Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi Üzerine Derinlemesine Bir Analiz

Son günlerde Türkiye’nin sosyal güvenlik yapısında önemli bir değişiklik gündeme gelmiş durumda. Cumhurbaşkanlığı’nın 2026 Yılı Programı ile birlikte tekrar alevlenen Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES), kamuoyunda “2. maaş” olarak adlandırılan bir uygulama olarak tanıtılıyor. Ancak, uzmanlar bu yeni sistemin yüzeydeki cazibesinin altında yatan gerçeklerin çok daha derin olduğunu vurguluyor. TES’in, aslında kıdem tazminatına yönelik bir tehdit oluşturduğu ve çalışanların emeklilik dönemlerini olumsuz etkileyebileceği ifade ediliyor.

Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’nin uygulanabilirliği, mevcut işgücü piyasasının dinamikleriyle doğrudan ilişkilidir. Türkiye’de kıdem tazminatı, çalışanların işten ayrıldıklarında veya emekli olduklarında alacakları bir hak olarak önemli bir sosyal güvenlik aracı işlevi görüyor. Ancak, TES’in devreye girmesiyle birlikte, işverenlerin kıdem tazminatı yükümlülüklerinin azalabileceği ve dolayısıyla çalışanların bu önemli haktan mahrum kalma riskiyle karşı karşıya kalabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, TES’in kıdem tazminatının yerini alacak bir alternatif olarak sunulmasının, işçilerin haklarını zayıflatabileceğine dikkat çekiyor.

Söz konusu sistemin detaylarına bakıldığında, TES’in belirli bir emeklilik fonu oluşturmayı hedeflediği görülüyor. Ancak, bu fonun nasıl yönetileceği ve denetleneceği hususları belirsizliğini koruyor. Uzmanlar, çalışanların bireysel emeklilik hesaplarına yönlendirilmesinin, toplumsal güvenlik ağının zayıflamasına yol açabileceği konusunda uyarıyor. Ayrıca, bu sistemin yalnızca büyük ölçekli işletmelerde değil, küçük ve orta ölçekli işletmelerde de uygulanmasının, çalışanlar için risk oluşturabileceği ifade ediliyor.

Bu noktada, TES ile ilgili olarak kamuoyunda yapılan tartışmaların yanı sıra, işçi sendikalarının ve sivil toplum kuruluşlarının tepkileri de göz önünde bulundurulmalı. Sendikalar, TES’in işçiler için bir kazanım değil, aksine bir kayıp olabileceğini savunarak, çalışanların haklarının korunması gerektiğini vurguluyor. Bu tür eleştiriler, işçi hakları konusunda duyarlı olan toplum kesimlerinde ses bulurken, hükümetin bu konuda nasıl bir yol haritası izleyeceği merak ediliyor. Uzmanlar, bu tür uygulamaların toplumda yarattığı belirsizliğin, sosyal barışı tehdit edebileceği uyarısında bulunuyor.

Sonuç olarak, Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’nin “2. maaş” olarak lanse edilmesi, görünürde bir iyileştirme imkanı sunuyormuş gibi görünse de, arka planda kıdem tazminatına yönelik bir darbe planı olarak algılanıyor. Çalışanların emeklilik dönemlerinde karşılaşabilecekleri olumsuz etkilerin önüne geçilmesi adına, bu konunun daha kapsamlı bir biçimde ele alınması ve kamuoyunun bilgilendirilmesi büyük önem taşıyor. Emeklilik sistemindeki bu değişikliklerin, sosyal adalet ve işçi hakları açısından ne gibi sonuçlar doğuracağı ise önümüzdeki dönemde daha fazla tartışmayı gerektiren bir konu olarak gündemde kalmaya devam edecek.

Haberin devamını ve tüm detayları www.sozcu.com.tr adresinden okuyabilirsiniz.