Haber Özeti
Sosyal medya fenomenleri Bahar Candan ve Nihal Candan’ın da aralarında bulunduğu 21 sanığın yargılandığı dolandırıcılık davasında, Küçükçekmece 5. Ağır Ceza Mahkemesi tutuklu sanıklar Hacı İsrafil Sağlam ve Umut Gül’ün adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi; diğer iki tutuklu sanığın durumu ise devam etti. Dava, 38 müştekinin yer aldığı bir iddianame ile sürerken, Alisya Bahar Candan’ın “suç örgütüne üye olmak” ve dolandırıcılık suçlarından 14 yıldan 44 yıla kadar hapis cezası ile yargılandığı belirtiliyor. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
Haber Detayları
### Bahar ve Nihal Candan’ın Yargılandığı Dolandırıcılık Davası: İki Sanığa Tahliye Kararı
Sosyal medya dünyasının dikkat çeken isimlerinden Bahar Candan ve ablası Nihal Candan, 21 sanıklı bir dolandırıcılık davasında yargılanmaya devam ediyor. Bu davada, mahkeme tarafından iki tutuklu sanığın tahliye edilmesi, olayın seyrini değiştirebilecek önemli bir gelişme olarak kaydedildi. Küçükçekmece 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirilen duruşma, tutuklu sanıkların, suçlamalara karşı savunmalarını yapmaları ve beraat taleplerinin dinlenmesi açısından kritik bir aşama oldu.
Dava dosyasında yer alan iddialara göre, Bahar Candan’ın da aralarında bulunduğu sanıklar, organize bir suç örgütünün parçası olarak “sazan sarmalı” olarak bilinen dolandırıcılık yöntemini kullanmakla suçlanıyor. İddianamede, 38 müşteki olduğu belirtilirken, Onur Apaydın ve İlker Oflu’nun şebekenin liderleri olduğu ifade ediliyor. Dolandırıcılık ve tefecilik suçları üzerinden gelir elde etmeyi amaçlayan bu yapının, sosyal medya aracılığıyla geniş kitlelere ulaşarak dolandırıcılık faaliyetlerini yürüttüğü öne sürülüyor. Bu bağlamda, Bahar Candan’ın ablası Gülnihal Çiçek’e kıyasla daha etkin bir rol üstlendiği ve bu nedenle daha ağır suçlamalarla karşı karşıya kaldığı anlaşılmaktadır.
Mahkeme, duruşmada Hacı İsrafil Sağlam ile Umut Gül’ün adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verirken, diğer tutuklu sanıkların durumunu ise gözden geçirmeye devam etti. Duruşmada, tutuklu sanıkların savunmalarında dava dosyasındaki suçlamaları reddettikleri dikkat çekti. Her ne kadar mahkeme, tahliye kararı vermiş olsa da, duruşmanın eksikliklerin giderilmesi gerektiği için ertelenmesi, davanın henüz sonlanmadığını gösteriyor. Bu durum, diğer sanıklar için belirsizlik yaratırken, kamuoyunda da büyük bir merak uyandırdı.
Bahar Candan ve diğer sanıklar hakkında, suç örgütüne üye olma ve dolandırıcılık suçlarından 14 yıldan 44 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Bu, mahkeme sürecinin sadece Candan kardeşler açısından değil, aynı zamanda dolandırıcılıkla mücadele eden toplum için de ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Gülnihal Çiçek’in, anoreksiya nervoza hastalığına bağlı olarak hayatını kaybetmesi ise davanın trajik bir boyutunu ortaya koyuyor. Onun hakkında da 8 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası istenmesi, hukukun verdiği kararlara rağmen yaşanan insani dramı sorgulatıyor.
Sonuç olarak, Bahar ve Nihal Candan’ın yargılandığı dolandırıcılık davası, sosyal medya fenomenlerinin toplum üzerindeki etkilerini ve dolandırıcılık olaylarının ne denli karmaşık hale geldiğini gösteriyor. Mahkeme sürecinin devam etmesi, hem sanıklar hem de mağdurlar açısından yeni gelişmelere kapı aralarken, dolandırıcılıkla mücadelede toplumsal farkındalığın artırılması gerekliliği bir kez daha vurgulanıyor. Bu dava, sadece bireylerin değil, aynı zamanda sosyal medya platformlarının da sorumluluklarını yeniden düşünmelerine neden olabilecek bir dönüm noktası olabilir.
Haberin devamını ve tüm detayları www.ntv.com.tr adresinden okuyabilirsiniz.




